Değerli meslektaşlar ve basın mensubu arkadaşlar,
Yoğun iş yükü ve ağır çalışma koşullarının mutlak surette etkisi ile son günlerde önemli meslektaş kayıpları yaşamış bulunuyoruz. Kimisi işleri yetiştirme telaşı ile masası başında kalp krizi geçirmek suretiyle, kimileride kendi yaşamlarına son vererek aramızdan ayrıldılar.
Ülkenin içinde bulunduğu ağır siyasi ve ekonomik koşullar, bu krizi fırsata çevirmeye çalışan sermaye kesimlerinin tutumu, tüm emekçi sınıf ve tabakaların yaşam koşullarını katlanılmaz hale getirmektedir. Meslek üyelerinin ezici çoğunluğunun müşteri portföyünü oluşturan orta ve küçük işletmeler ve dolayısı ile bizler ekonomik gidişatın mağdurları arasında yerimizi almış bulunuyoruz.
Bir yandan ortalama iki üç yılda bir vergi affı çıkartarak, meslektaşın emeğini değersizleştiriyorlar. Öte yandan da, mali denetimi etkin kılmak ve “işlemleri kolaylaştırmak” adına gerçekleştirdiklerini iddia ettikleri büyük çapta yatırımlar ile övünüyorlar.
Ama ne var ki, Gelir İdaresi’nin teknoloji yatırımları ve dijital dönüşümü, meslektaş üzerindeki angarya ve külfeti hiçbir şekilde azaltmış değildir. Sistemin kendi ihtiyaçlarını karşıladıkları ve işlerini kolaylaştırdıkları doğru olabilir. Ancak bunun meslektaşa yansıması yeni ve misliyle külfetlerden ibarettir.
Her ay verilen onca beyanname, bildirim ve form yetmiyor olmalı ki, her geçen gün yenileri ekleniyor. Meslek örğütüne sorulmadan ve görüşü alınmadan ne işe yarayacağını bilmediğimiz beyannamelere keyfi olarak yeni bir satır ya da kulakçık eklenerek zaten ellerinin altında olan ve istedikleri zaman kolayca ulaşabilecekleri bilgiyi bir kez daha istiyorlar. Birer vergi tahakkuk ve bilgi verme merkezi haline dönüştürülen muhasebe bürolarında soluksuz bir çalışmayı dayatıyorlar.
Artık o noktaya geldi ki, SGK’dan İşkur’una, TÜİK’ten Çevre Bakanlığı’na, kadar mesleğimiz ile ilgili ilgisiz bir dolu kurum, teknolojik gelişmeleri fırsata çevirerek, gerekli - gereksiz birçok işini biz muhasebeciler üzerinden yürütmeye çalışıyor.
Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından düzenlenen Mükellef Odaklı Vergicilik ve Vergide Dijital Dönüşüm konulu bir panelde, "Mükelleflerin hiçbir şekilde vergi dairelerine gitmek zorunda kalmadan tüm işlemlerini elektronik ortamda yapması için uygulamalarımızı geliştiriyoruz." deniyor. Aynı panelde "Vergi sistemindeki dijitalleşme, iş dünyası için büyük fayda sağladı. Bilgisayar başında vergiyle ilgili her konuyu halletmek, harcadığımız zamanı ve maliyeti azalttı.” deniyor.
Bunları duyduktan sonra aslında fazla söze gerek kalmıyor. Ama yinede iki çift laf etmeden durulmuyor. Sanki bütün gün bu işlemleri bilgisayar başında “mükellefleriniz” yapıyor.
Başta işgücü maliyeti olmak üzere, tüm angaryası ve külfeti muhasebeciler havale edilmiş bir dijitalleşme elbette sizin vakit ve nakit maliyetlerinizi düşürüyordur , buna şüphemiz yok.
Değerli arkadaşlar, bu durumda bile yok sayılmak artık isyan nedenidir. Taleplerimizin gerçekleşmesi için birliğimizi pekiştirmek ve ses tonumuzu yükseltmek zorundayız.
Tüm meslektaşlarımızı daha saygın ve onurlu bir mesleğin mücadelesine çağırıyoruz.
Birlikte başarabiliriz...
Bunca külfete, yoğunluğa ve yorgunluğa rağmen, ucube bir şekilde ve laf olsun diye yasal düzenlemesini yaptıkları 20 günlük mali tatili bile bizlere çok gördüler ve tümüyle yok haline getirdiler. Bizlerden hala insanüstü, doğaüstü bir şeyler bekleniyor. Hasta olmayacaksınız, doğum yapmayacaksınız, yakınlarınız ölmeyecek ve hatta beyannamelerinizi yasal süresi içinde vermeden sizde ölmeyeceksiniz!
Sermaye kesiminin hemen her isteğine uygun düzenlemeler yapılırken, teşviklerle, ertelemelerle donatılırken, yasanın çıktığı günden bu yana siyasal iktidarların hemen hiç birisi meslek mensuplarının sorunlarının çözümüne yanaşmamışlardır. Muhasebecileri çekip alsanız, o çok övündüğünüz dijital dünya yerle yeksan olacaktır. Sizin bu teknolojik yatırımlarınızı muhasebeciler dışında işlevsel hale getirebilecek bir meslek grubu yoktur demek hiçte abartı değildir. Ama onlar hala yok saymaya devam ediyorlar. Hastalandığımızda, veya en yakınımızdaki insanları kaybettiğimizde bile mücbir sebep hali olmuyor.